-
1 ezik
-
2 ezik
-
3 ezik
adb. \ezik ezenean ere, 300 euro balio du makina horrek however little it might be, that machine is worth 300 euros post.1. ( kenduta, salbu) except, except for, save for; mundu guztiak egin du, zuk izan \ezik everyone's done it except you2. ( gabe, barik) without; diru \ezik nago I'm broke; aspaldion bere \ezik dagoz herrikoak the townspeople have been without him for a while3. ( besterik) but; norengana joko dut, zuregana izan \ezik? who will I turn to if not to you?4. ( baino) than; lehen gehiago egiten zen \ezik orain before more was done than now junt.1. honela izan \ezik should this not be the case | if not so; gertatutakoa esan \ezik, ez harritu should (s)he not tell about what happened, don't be surprised2. ( nahiz eta) beti \ezik ere, hori sarritan egiten nuen although not always, I would often do that; bertutez \ezik, nahi eta nahi ez egingo dut if not out of virtue, I'll do it out of necessity3. ( gabe) without; bere seme ikusi \ezik hil zen he died without seeing his son; nahi \ezik unwillingly; Errege zela jakin \ezik without knowing he was the King -
4 ezik
1) растёртый; разда́вленный; сда́вленный2) разби́тый; поби́тыйezik büzük — а) поби́тый, попо́рченный (при перевозке — о фруктах); б) перен. заби́тый, запу́ганный
3) перен. пода́вленный, изнурённый; заби́тый -
5 ezik
1. озвонч. -ğiмя́тый, разда́вленный тж. перен.2. озвонч. -ğiуши́б, сса́дина -
6 ezik
смятый, сплюснутый, растертыйİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ezik
-
7 ezik
adj. crushed, squashed, sheepish, meek--------n. bruise* * *crush (n.) -
8 ezik
squashed, smashed, crushed; oppressed -
9 ezik
stûxwar -
10 ezik
ушиб -
11 ezik
-
12 ezik
ζουληγμα, μελανάδα, μελανιά -
13 ezik
A length wise scratch in the skin -
14 ezik
A length wise scratch in the skin -
15 ezik
جشيشدقاقدقةذرورسحيقطحينكسيرمتحطممتضعضعمتكسرمتهدممتهشممحطممدقوقمسحوقمسحونمطحونمطروقمقصفمكسرمكسورمنسحقمنقوضمنكسرمهدممهدود -
16 ezik
1. جشيش [جَشِيش]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış2. دقاق [دُقَاق]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış3. دقة [دُقَّة]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış4. ذرور [ذَرُور]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış5. سحيق [سَحِيق]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış6. طحين [طَحِين]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış7. كسير [كَسِير]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış8. متحطم [مُتَحَطِّم]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış9. متضعضع [مُتَضَعْضِع]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış10. متكسر [مُتَكَسِّر]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış11. متهدم [مُتَهَدِّم]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış12. متهشم [مُتَهَشِّم]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış13. محطم [مُحَطَّم]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış14. مدقوق [مَدْقُوق]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış15. مسحوق [مَسْحُوق]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış16. مسحون [مَسْحُون]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış17. مطحون [مَطْحُون]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış18. مطروق [مَطْرُوق]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış19. مقصف [مُقَصَّف]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış20. مكسر [مُكَسَّر]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış21. مكسور [مَكْسُور]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış22. منسحق [مُنْسَحِق]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış23. منقوض [مَنْقُوض]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış24. منكسر [مُنْكَسِر]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış25. مهدم [مُهَدَّم]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış26. مهدود [مَهْدُود]Anlamı: ezilmiş veya yassılmış -
17 ezik
"crushed, squashed; bruise, contusion; dent" -
18 ezik
"1. bruised (fruit). 2. crushed in, smashed in; dented in. 3. crushed, oppressed. 4. bruise (on the body). - büzük beaten and battered." -
19 ezik
en caso de no -
20 ezik yer
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ezik yer
См. также в других словарях:
ezik — is., ği 1) Bere, çürük Vücudu eziklerle dolu idi. 2) sf. Ezilmiş veya yassılmış 3) sf., mec. Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona. T. Buğra Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezik büzük — sf., ğü 1) Ezilmiş ve büzülmüş, eğri büğrü 2) zf. Ezilmiş ve büzülmüş bir biçimde Karşısında ezik büzük duran, yorgun adamın yüzüne bakıyor hâkim. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezik — uzunlamasına çizik, tırnak yarası I, 71bkz: az, iz … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Albena Bakratcheva — ( bg. Албена Бакрачева) (born 3 July 1961) is a Bulgarian Americanist [ [http://thoreau.eserver.org/naming.html The Thoreau Reader] ] [ [http://www.erunsmagazine.com/?rq=page artid=57 eRUNSMAGAZINE.COM, Issue 62, October, 2007] ] , best known for … Wikipedia
bulgarische Sprache — bulgarische Sprache, indoeuropäische Sprache, die zur südslawischen Sprachgruppe (slawische Sprachen) gehört und in Bulgarien, daneben auch von bulgarischen Minderheiten in Gebieten Griechenlands, der Türkei, Rumäniens und der Ukraine… … Universal-Lexikon
analgésique — [ analʒezik ] adj. et n. m. • 1866; de analgésie ♦ Qui supprime ou atténue la sensibilité à la douleur. ⇒ anesthésiant; antalgique, antidouleur. N. m. L aspirine, la morphine, sont des analgésiques. ● analgésique adjectif et nom masculin… … Encyclopédie Universelle
Bulgarian language — Not to be confused with Bulgar language. Bulgarian Български език Bălgarski ezik Spoken in Bulgaria, Turkey, Serbia, Greece, Ukraine, Moldova, Romania, Albania, Kosovo, Repub … Wikipedia
Vampire — For other uses, see Vampire (disambiguation). The Vampire, by Philip Burne Jones, 1897 Vampires … Wikipedia
Tongue — Infobox Anatomy | Name = Tongue Latin = lingua GraySubject = 242 GrayPage = 1125 Caption = A human tongue Caption2 = Width = 250 |fjhfkdvhbufnbjg Precursor = pharyngeal arches, lateral lingual swelling, tuberculum impar [EmbryologyUNC|hednk|024]… … Wikipedia
Pelasgians — The name Pelasgians (from Ancient Greek gr. Πελασγοί, Pelasgoí , singular Πελασγός, Pelasgós [ [http://www.perseus.tufts.edu/cgi bin/ptext?doc=Perseus%3Atext%3A1999.04.0057%3Aentry%3D%2380420 Pelasgos, Henry George Liddell, Robert Scott, A Greek… … Wikipedia
Dacian language — Dacian Spoken in Romania, northern Bulgaria, eastern Serbia; also (possibly): Moldova, SW Ukraine, eastern Hungary, southern Bulgaria, northern Greece, European Turkey, NW Anatolia (Turkey) Extinct probably by the 6th century AD … Wikipedia